zeki ve çok okuyan ve belleği çok güçlü birisi M. BARDAKÇI...
Tarihle ilgili bilgisi çok...
Çok biliyor ve çok yanılıyor...
Bilgi birikiminin gölgesinde çok da yanıltıyor... ‘Çok bilen çok yanılır’ atalar sözünün ispat değeri olmasa da açıklama bakımından önemi ortada... Birçok konuda bildiğini değil, ilginç bulduğunu gerçekmiş gibi anlattığını görüyorum. Söz gelimi ‘Oğuz’ sözünün geçtiği yerlerde yüzünde çocuksu bir ifade beliriyor; dilini dışarı çıkarıp içeri çekiyor ve kesin hükmünü bildiriyor: Oğuz kelimesi ‘Öküz’den gelme imiş... İzleyicisi çok... İtirazlar geliyor: ‘Hayır öküzden’ değil: ‘Okuz’dan gelmedir. ‘Ok’ boy demektir, okuz ise boylar... Karşılık hiç sekmeden veriliyor. Hemen kâğıt, kalem ve Arapça yazıdaki ‘Kaf’ ve ‘Kef’ ayrımı...
Nasılsa bilen az... Akan sulan duruyor, duran sular akmaya ve tersine akmaya başlıyor. Bardakçı’nın şifreleri ilginç bir araştırma konusu olurdu. Birisi bu eski yazı meselesi... Diğeri ise işine geldiğinde ‘Otoritelere sığınma...’ Oğuz sözü öküz sözünden mi gelir yoksa başka görüşler de var mıdır? Oğuzlar deyince ilk akla gelen bilgin kim? Bence Prof. Dr. Faruk Sümer... Bakalım o ne demiş: Hocanın Oğuzlar adlı eserinin A.Ü. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi yayınlarından çıkan eserinin ikinci baskısının 1. sahifesini açıyorum. Oğuz Adının Menşei başlığı altında: “Oğuz adının menşei hakkında birçok fikirler ileri sürülmüştür. Ünlü Macar bilginlerinden S. Nemeth Oğuz sözünü ok+uz şeklinde tahlil etmiştir. Ona göre ‘ok’, boy (kabile), ‘z’ cemi edatıdır. Böylece oğuz boylar demektir. Gerçekten okun eski zamanlarda boy anlamına geldiği biliniyor. Batı Gök-Türk devleti on boya dayanmakta olup, bu on boya “on-ok” denilmekte idi. Okun boy anlamına geldiğinin izi Oğuz elinin boy teşkilatında da görülmektedir. Oğuz eli bilindiği gibi iki kola ayrılmakta bunlardan birine ‘Boz-ok’ ötekisine ‘Üç-ok’ adı verilmektedir. Ancak başta W. Bang olmak üzere, bazı âlimler Oğuz’da ğ sesinin olması dolayısıyla Nemeth’in bu fikrine itiraz etmişlerdir. Son yıllarda ise Oğuz adının aslı hakkında başka izah tarzları ortaya atılmıştır. Biz S. Nemeth’in fikrini kabul etmeye mutemayiliz.” Böyle söylüyor ünlü bilgin... Eserinin ilerleyen bölümlerinde ise ‘Oğuz’ların bilgi alanına çıkış dönemlerinde Barlık Irmağı kıyılarında yaşadıklarını yazıyor. Sonraki dönemlerde de Oğuz yerleşmelerinin ve Oğuz şehirlerinin Irmak kenarlarında oluştuğunu görüyoruz. Oğuz sözünün aslı gerçekten ‘Okuz’ ise Öküz sözünün eski anlamı acaba neydi? Bardakçı ile değerli Hoca Ortaylı’nın eğlence konusu yaptıkları gibi sadece ‘Boğa’ mı? Yoksa... Bilim işlerinde soru sormayı ve araştırmayı hiç bırakmamak gerekir. Biz de öyle yapalım ve Kaşgarlı Mahmud’un yazdığı ‘Divanı Lügatüt Türk’e’ bakalım. Oğuz sözüne en yakın söz hangisi ‘Öğüz’ kelimesini buluyoruz. Ve işte anlam: “Nehirlerin tümüne verilen ad.” Peki Irmak boylarında yaşamayı seçen Oğuzlara ‘Irmaklı’ anlamında Öğüzlü adı verilmiş ve sonra da Oğuz biçimine dönüşmüş olamaz mı? Olabilir de olmayabilir de... Ama Arap harfleriyle kelimenin nasıl yazıldığı kaziyeyi muhakeme olamaz... Oğuz adının aslında hangi sözden geldiği o kadar önemli mi? Yoo... Niye o kadar önemli olsun ki? Ne kadar önemliyse o kadar önemli... Ancak!... Türklüğe karşı yeni haçlı seferlerinin başladığı bir dönemde ısrarla Türklükle ilgili kavramlara karşı karalamalar yapılması önemsiz mi? Anlamsız mı? Sadece rastlantı mı? Söz gelimi... Şu ilkel anlayışlara kim TÖRE adını yakıştırmış?.. Ya Ümraniye davasına ERGENEKON adını kim ver miş? Böyle bir dönemde Oğuz’u da Öküz yapmak önemsiz mi?
Yorumlar
Yorum Gönder